4 Mayıs 2020 Pazartesi

Yeni Atanan Psikolojik Danışmanlara Tavsiyelerim

psikolojik danışman


Geçtiğimiz aylarda yüzlerce psikolojik danışman, okul psikolojik danışmanı olarak MEB kadrolarına atandı. Her ne kadar virüs sebebi ile başlayamamış olsalar da, elbet bir gün başlayacaklar :)

Peki, üniversite bitti, bir çoğumuz zorlu geçen bir KPSS sürecinden çıktı ve sonunda atandı. Bundan sonrası?

Sudan çıkmış balık gibi hissedeceğiniz bir "işe başlama" sürecine hazır mısınız? Neden böyle hissedeceğinizi merak ediyor olabilirsiniz sevgili meslektaşlarım. Çünkü size okulda eğitimi verilen şey rehber öğretmenlik değil, psikolojik danışmanlıktı. 

Sensiz Bir Kişi Eksiğiz!


Öncelikle aramıza hoş geldin. Bu gelişinin ardından sürekli mücadele eden bir alanın içerisinde olduğunu fark edeceksin. Sebebi ise Türkiye'de MEB'de henüz bilimsel bir PDR yönetmeliğinin olmaması ve mevcut yönetmelikteki gözle görülür büyük yanlışlıklar, sürekli farklı işlerin psikolojik danışmanlara yüklenmeye çalışılması, mobbingler vs vs.. Sen de mutlaka bu mücadele ruhuna katıl! Evet biliyorum sözleşmelisin ama hiç bir şey senin twitterda sahte bir hesapla da olsa etiket etkinliklerimize katılmanı engelleyemez. PDR bugünkü haklarına bu ses çıkartmalar sayesinde kavuşmuştur. Unutma ki senin alanına, sınıf öğretmeni, felsefeci, sosyolog atadılar geçmiş dönemlerde. Şimdi ve uzun süredir bunun yapılamamasının sebebi ise mesleki örgütlenmemiz. Ve unutma, bunları önemsemez ve katılmaz isen bir kişi eksik olacağız. Türk PDR derneğine hemen bugün üye ol mesela.

rehberlik odasu

Odanız Olmayabilir İlk Aşama Odanızı Kurun!


Bunu kurmak yönetmeliğe göre sizin değil okul müdürünün görevi. Okul müdüründen, iş ve işleyişe başlayabilmeniz için acil olarak bir rehberlik odası ve oda için gereken materyalleri temin etmesini isteyin. Müdürünüz bunu yapamayacağını söylerse ondan bunu yazıyla isteyin. Yazıda reddederse-olanaklarımız yoktur gibi- bir üst amiriniz olan ilçe milli eğitim müdürlüğüne yönetmelik ilgili maddesini ekleyerek yazı yazın. Odanız güneş görmeyen ve PDR açısından uygun düşmeyen bir oda olmamalı. Yönetmelikte detaylı olarak bu odanın nasıl olacağı belirtilmiştir. Odanız idare odası gibi de görülmemeli. Odanız müdür veya müdür yardımcısı odasının karşısında olmamalı. Arkadaşlar yarın bir gün bir müfettiş denetime geldiğinde bu dediklerim sağlanmamışsa, müfettiş müdürden önce size fırça kayacak haberiniz olsun. Haklarınızı istemekle yükümlüsünüz. Bu konularda pısırık olmayın.

Odanıza iç açıcı bir tablo alabilirsiniz veya resim öğretmeniyle birlikte bir duvara güzel bir şeyler çizebilirsiniz. Öğrenci o odaya geldiğinde farklı hissetmeli. Sınıfa veya müdürün yanına giriyormuş gibi değil.


Öğrencilerle Görüşürken Masayı Devreden Çıkartın


Odanız geniş ise bireysel görüşme alanı oluşturun, iki sandalyenin birbirine baktığı ve arada bir şey olmayan. Odanız geniş değil ise bireysel psikolojik danışma görüşmelerinizde masanızdan kalkın ve odanızda öğrencinin oturduğu sandalyenin karşısındaki sandalyeye oturun. Kapıya "görüşme var girmeyiniz veya kapıyı çalmayınız" yazısı asın. Giren kişi olursa ne olursa olsun görüşmede olduğunuzu belirtin. Siz insanlara işinizi, psikolojik danışmayı önemsediğiniz göstermelisiniz ki onlar da bunu böyle düşünsünler.

Kesinlikle Size Ait Olmayan İşleri Yapmayın! Kibarca reddedin!


Örneğin, hocam bepli öğrencilerimiz için yıllık plan oluşturur musunuz benim yerime veya hocam öğrenciler için deneme sınavı parası toplar mısın gibi "la ben PDR okudum bunlar ne alaka" diyeceğiniz bir çok alan dışı iş beklentisiyle karşılaşacaksınız. Tavrınız bu gibi durumlarda net olsun! Hocam benim iş kapsamımda değil, bahsettiğiniz konu hakkında fikrim yok mesajını net vermelisiniz. "Ya rica ediyor şimdi kıl kuyruk demesin bu seferlik halledeyim" dediğiniz an, hayırlı olsun o iş artık sizden sorulur :)

Örneğin okul psikolojik danışmanının işi öğrenciye ders çalışma programı hazırlayıp vermek değildir. Öğrenciye nasıl verimli ders çalışma programı hazırlayacağını yani bu "beceriyi" kazandırmayı amaçlamalıdır. Size bu istekle gelen öğrenciye bunu uygun dille açıklayın, bu konuda eğitim talep eden öğrencilerden bir grup oluşturun ve oturumları planlanmış grup rehberliği yapın.

İkinci bir örnek ise hiçbir yönetmelikte eğitim tedbirini sizin uyguladığınıza dair bir emare geçmemesine rağmen, ilçe milli eğitim müdürlüğü, mahkemenin istediği eğitim tedbirini sizin uygulamanız için bir yazı gönderebilir. Bunun sizin işiniz olmadığını uygun bir yazıyla mutlaka belirtip reddedin. Ooo ilçe memden gelmiş ya reddetmek olmaz şimdi diye düşünmeyin. Sizin yönetmeliğinizde iş tanımınızda olmayan her isteği reddetme hakkınız var. Bu eğitim tedbiri olayına dair sanırım blogda taslak bir cevap yayınlamıştım. Şuraya bakarsın.

Yönetmeliğinizi Neredeyse Ezberleyin, Yönetmelik bilmek = Güç!


Unutmayın, siz öğretmenden ziyade psikolojik danışmansınız! Ünvan olarak da okul psikolojik danışmanı ünvanını kullanın. Soran olursa, benim PDR lisansı sonucu ünvanım budur dersiniz. "hocam siz şimdi öğretmen olduğunuzu red mi ediyorsunuz" gibi bir cümleye "hocam psikoeğitimler verirken tabiki bir eğitimciyim fakat diplomamın herhangi bir yerinde öğretmen yazmıyor, öğretmen lisesi mezunlarına bu bölümü tercih ederken ek puan bile verilmiyordu zamanında, öğretmenlik çok kutsal bir meslek ama ben bir psikolojik danışmanım, ki milli eğitim de rehberlik öğretmenliği tanımını  sadece rehberlik olarak değiştirmiştir" diyebilirsiniz.  

Siz sadece vereceğiniz psikoeğitimler sırasında öğretmensiniz. Öğrenci sizi ne öğretmen olarak görmeli ne de idari personel olarak.

Sizin size ait bir yönetmeliğiniz var. Her ne kadar bilimsel düzeyde olmasa da var. Onun çıktısını alın, altını çize çize, etiketler ekleye ekleye neredeyse ezberleyecek düzeye gelene kadar defalarca okuyun. Yönetmelik bilmek = Güç! Bunu her sene başında ve sonunda mutlaka tekrar tekrar yapın.

Okumanız-Bilmeniz gereken yönetmelikler: 


  • Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Yönetmeliği
  • Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği
  • Ortaöğretim Kurumları Yönetmeliği
  • Sınıf Geçme Yönetmeliği
  • Ödül ve Disiplin Yönetmeliği
  • İlköğretim Kurumları Yönetmeliği
  • Kamu Görevlileri Etik Davranış İlkeleri Yönetmeliği
  • Aday Memurların Yetiştirlmesine Dair Yönetmelik 
  • MEB Teşkilat Kanunu
  • Devlet Memurları Sicil Yönetmeliği
dedikodu

Şahsi Tavsiyem: Hemen Herkesle Samimi Olmayın!


Kişilerle samimi olmak için bir süre sadece gözlem yapın. Her muhabbeti herkesle her yerde yapmayın. Öğretmen camiasının içine girdiğinizde dışarıdayken umduğunuz gibi bir ortam olmadığını görebilirsiniz. Şaşırmayın. Öğretmenler odasında; ek dersim 5 tl eksik yatmış, aha rehberlikçi geldi oo hocam gelir miydin sen buralara, ulan rehberlikçi olmak vardı bee, az daha okuyup rehberlikçi olsaydım keşke, gibi konuşmalara mutlaka şahit olacaksınız. Hepsine verecek cevabınız önceden belirleyin. Alanınızın adına asla kara leke sürdürtmeyin

Ben genelde "işte hocam mühim olan o az daha okuma kısmıydı" , "hocam bir gün gelin benim koltuğa oturun ne kadar dayanabileceğinizi hep birlikte görelim" , "hocam valla ben de branş öğretmeni olsaydım derse girip çıksaydım ve her şey bu kadar olsaydı keşke" gibi cevaplar veriyorum. Bu cevaplar karşısında bu cümleler genelde tekrar etmiyor. Memuriyet hayatınız da az da olsa diş göstermelisiniz. Diğer türlü insanlar sizi kullanmaya, aşağılamaya başlayacak çünkü.

Aday memursunuz - Sözleşmelisiniz diye kendinizi ezdirmeyin


Bir çok şeyde bunun arkasına sığınabilirler. Maalesef sözleşme kısmınız var. Bu sözleşme kısmı kalkana kadar çok şeyapmayın :) Sonrasında sözleşme bitip tam kadroya geçtiğiniz an bu olay değişir. Çok şeyapmayın derken hakkınızı savunmayın, size verilen her işi yapını kastetmiyorum. Bu arada bence mutlaka bir sendikaya üye olun, ama hemen ilk seneden değil. O konuda da biraz gözlem yapmanız gerekecek. Ama dert etmeyin, sonuçta bizim işimiz gözlem :)

Alanda kendinizi geliştirmeye devam edin

Hayırlı olsun sürekli değişen bir alandasınız :) Ayrıca toplumun büyük kesiminin anlayamadığı ve ne iş yaptığınızı bilemediği bir alan.

Şunu fark ettim, kendi alanınızda bilgili olduğunuzu gördükten sonra, öğretmenler ve idare dahil herkes size ayrı bir saygı duymaya başlıyor. Bu ve diğer kişisel gelişim sebepleri de dahil alanda kendinizi sürekli geliştirin. Tavsiye edilen kitapları okuyun, bir terapi dalına yönelin ve orada kendinizi geliştirin, hazır olduğunuzda yüksek lisansınızı yapın, çocuk ve ergen psikolojisi hakkında sürekli bilgilenin, çözüm odaklı veya BDT gibi terapi dallarını okulda öğrenci görüşmelerinizde uygulayın, harici eğitimler ve süpervizyonlar alın. Her sene eğitiminize ayıracağınız 2-3 bin tlniz olsun.

Bir Sisteminiz Olsun


Kendi sisteminizle çalışın. Desimalinizi oluşturduktan sonra randevu sisteminiz, not sisteminiz olsun. Her ay ne zaman okul panosu düzenleyeceğiniz belli olsun mesela. Öğrenci rehberlik servisinin ne şekilde çalıştığını bilsin ve bundan taviz vermeyin. Öğrenciyi dersten çağırırken bir sistem belirleyin onu kesinlikle ihmal etmeyin. Sistem oturtma biraz da aylar sürecek bir mevzu.

Derslere Girin, Seminerler Yapın, Öğrenci ve Veli Sizi Çokça Görsün


Okulda çoğu zaman reklamınızı iyi yapmanız gerekecek. Odaya müşteri gelebilmesi için :)

Bunun için sık sık derslere girin ve psikoeğitimler verin. Ama bu durum her boş derse rehber öğretmen girer algısı oluşturmasın. Böyle bir teklif aldığınızda "kusura bakmayın hocam planım dahilinde bir şey değil bu, siz kat nöbetçisi öğretmene gidin" -boş ders onun görevidir- diyebilirsiniz. Eğer nöbet tutuyorsanız, ki sözleşmeniz bitince tutmama konusunda diretin sendikal hakları kullanın, "hocam ben kendi nöbetimde giriyorum yetiyor şimdilik" diyebilirsiniz. Birisi sizden istediğinde değil, siz kendiniz isteyip planladığınızda derse girin. 

Öğrenciler bir şekilde sizi sık sık görsün. Eğer müsaitseniz/boşsanız odada tıkılıp kalmayın, bahçede onlarla oyun oynayın, bahçede banka oturun yanınıza gelen öğrencilerle muhabbet edin. Öğretmen-öğrenci sınır çizgisini koruyarak onlara aynı zamanda bir dost olduğunuzu hissettirin. Öğrenci odaklı olun! Onları doğal ortamlarında gözlemleyin. Bahçedeki öğrenci gözlemi çok çok önemli.

Seminerler verin. Her ay en az 1 seminer verin. Sizi tanımayan bir öğrenci bile olmasın okulda. Veli ziyaretleri planlayın ve yapın. Hatta ikinci haftanızda falan, tek tek sınıflara rehberlik servisini ve kendinizi tanıtmaya derse girin. Ben her öğrencinin elini sıkıyor, ismini ve hedefini soruyorum mesela. Ortaokul ve ilkokulda bunu oyunlaştırarak yapın.-top sektirme, her sektirdiğinde bir bilgi söyleme gibi-

Şimdilik aklıma bunlar geldi. Daha bir çok husus olduğuna eminim. En önemlisi ne diyecek olursanız, size ait olmayan işleri kibarca ve her zaman reddetmek, yönetmeliğinizi iyi bilmek, alanda kendinizi her zaman geliştirmek diyebilirim. 

Ayırca şu tagda alanla ilgili paylaşımlar yapmaya devam edeceğim. Sık kullanılan bağlantırlarınız arasına/yer imlerinize ekleyebilirsiniz.

Görüşmek üzere... 

Psikolojik Danışman


Yorum Gönder