Gerekli boy uzunluğu ve diğer atletik konularda yeteneği bulunmayan bir kimse basketbolda başarılı olmayı istese de, başarılı olamaz. Başka bir örnek olarak da gönlünü kaptırma olarak verebiliriz. Siz bir kimseye aşık olabilirsiniz ama karşıdaki kişi size öyle duygular beslemiyordur ve maalesef bunu değiştirecek hiçbir şey yapamazsınız. Bu örnekler çoğaltılabilir.
Bu örneklerle birlikte bir çok durum göstermektedir ki engelleme normal yaşamımızın bir parçasıdır, istesek de, istemesek de, derecesi farklı olsa dahi engellemeyi yaşarız. Yani böyle durumlarda otomatik engelleme veya planlı engelleme ortaya çıkar. Ben Cüceloğlundan okuduğum makalelerden de yararlanarak daha çok planlı engellemeden bahsedeceğim.
Öncelikle, engelleme duygusunu yaşamın kaçınılmaz bir parçası olarak kabul edebilmek, bu konuda sağlıklı gelişim yönünde atacağımız ilk adım olacaktır. Hem böyle bir kabullenme olgunluğa da işaret eder. Engelleme duygusuyla başa çıkmada(kabullenme bakımından) Cüceloğluna göre iki önemli adım var.
Engelleme Duygusuyla İlgili Hoş Görü Düzeyinizi Arttırın
Bu eğitimle de olabilir. Keister ve Updergraff (1937) çocuklar üzerinde yaptığı araştırmalarda engelleme duygusunun etkisi altında çabucak hırçınlaşan çocukların eğitimle daha sakin biçimde davranmayı öğrenebildiklerini göstermişlerdir.
Sorununuz bir bütün olarak başa çıkılamayacak gibi görünebilir. Bu durumda sorunlarınızı parça parça ayırmayı deneyin. Bir örnek vermek gerekirse:
Babasının ölümünden sonra evin en büyük oğlu olan kadir kendisine bir çok sorumluluk yüklendiğinin farkındadır. Bir yandan babasının ölümüne üzülen kadir aynı zamanda bu sorumlulukların altından nasıl kalkacağını düşünmektedir. Cenaze işlermleri, cenazeden sonra yapılması gerekli resmi işlemler, verasetle ilgili işlemler, küçük kardeşlerin eğitimi, evin geçimi, annenin bakımı, mal mülk kavgası Kadir'i gecelerce uykusuz bırakır.
Bu aşamada Kadir durumun tümünü algılar. Ve korkar. Çünkü durumun tümüyle başa çıkamayacağını düşünür. Kadir durumu oluşturan ögeleri teker teker görebilir ve her ögeyi teker teker çözmeyi planlarsa sorun onun için küçülecektir. Bu yaklaşım sonucu kadir önce cenaze işlerini düşünür ve geri kalan konulara "şimdilik" kafa yormaz. Cenaze işlemleri bittikten sonra , ikinci adımda doldurulacak resmi evrakları düşünmeye başlar. Bu aşamayı hallettikten sonra da diğer aşamaya geçer.
Böylece her aşamanın çözümüyle kendini biraz daha başarılı hisseder ve bu ona güç verir, böylece engelleme duygusu altında fazla ezilmez. Yani olayları bölmek, teker teker halletmek Kadir'e başarabileceğini gösterir ve her adım bir sonrakine motivasyon olur. Umarım anlaşılmıştır.
Beklenti Düzeyinizi Alçaltın
Aslında mutlu veya mutsuz olmamızı etkileyen temel faktördür bu. Yani bir insandan beklentileriniz fazla olmazsa o sizi mutsuz edemez doğla olarak. Örnek olarak ulaşmış olduğu bir köy evinde hiçbir şekilde yemek beklemeyen kimse, sunulan bir bardak ayranı şükranla karşılar ve bu davranıştan mutlu olur. Oysa ziyafet bekleyen bir kimse sunulan bir bardak ayrandan, köylülerin kendisine kaba davrandığını çıkarabilir. Beklentilerimiz, bizim engelleme duymusun temelinde yatan en önemli etkendir.
Psikolojik Danışmanlık Öğrencisi
Fırat YALÇIN
Dokuz Eylül Üniversitesi - İzmir
Sorunlarım tam da üst üste gelmişken ve çözüm konusunda tam da bunalıma düşüyorum derken , bu yazı çok iyi geldi gerçekten. Bende sorunları ufak parçalara ayırarak tek tek hallederek işe başlayacağım..Teşekkürler.. :))
YanıtlaSilRica ederim, yararlı olmasına sevindim.
Sil