2 Ağustos 2012 Perşembe

Gençlerde Ahlak Gelişimi

PDR, Psikolojik Yazılar, Kişisel Yayınlar, old,Ergen,Aile,Çocuk,Gelişim,

Bu yazı eski bir yazıdır ve geçerliliğini kaybetmiş olabilir. alert-info
Kohlberg (1971) ahlak gelişmesinde üç evre olduğunu söyler: Okul öncesi çağda, ki mantık öncesi sezgisel düşüncenin var olduğu çağdır, çocuk kendi için iyi olan her şeyi iyi, kendisine kötü veya acı veren her şeyi kötü olarak algılar. Bu çağda benim canım ne istiyorsa o iyidir anlayışı egemendir(preconventional morality).

Somut düşünce dönemine girmesiyle birlikte çocuklarda toplumdaki iyi-kötü, doğru-yanlış kavramı gelişmeye başlar. Bu evrede çocuk "Büyükler yanlış diyorsa o şey yanlıştır, doğru diyorsa doğrudur." ilkesine sıkı sıkıya sarılmış, akla kara gibi birbirinden ayırmıştır. Somut düşüncenin egemen olduğu ilk okul yıllarında yeni bir gelişme olur: Çocuk doğru ve yanlış davranışı karşılıklı çıkarlara göre değerlendirmeye başlar. Örneğin, "Kardeşinin bardak kırdığını annene söyler misim?" diye sorduğunuzda " Söylemem çünkü ben kırarsam o da beni söyler" diyebilir.

Ergenlik çağının başlangıcındaki genç işlenen bir kabahatin bilerek mi bilmeyerek mi yapıldığına bakar. Kişiyi niyetine göre değerlendirir.Örneğin bir çocuğa "Birisi bilerek bardağı atıp kırmış, kardeşi de bir kaza sonucu tepsiyle taşıdığı beş bardağı düşürüp kırmış. Hangisi daha suçludur?" diye sorulunca çok bardak kıranın daha suçlu olduğunu söyler fakat ergenlik çağının başındaki bir genç tek bardağı bilerek kıranın daha suçlu olduğunu söyleyecektir.

Bir sonraki basamakta genç, ahlaksal değerlerin yere, zamana ve koşullara göre değişebileceğini, bunların göreceli olduğunu düşünür. Örneğin: Gence, "Hasta çocuğunu kurtarmak için ilaç çalan bir babanın davranışı için ne düşünürsün?" gibi bir soru sorulunca genç şöyle bir yargı yürütebilir: "Babanın davranışı yasalara göre suçtur ama bunu kendi çıkarları için değil çocuğunu kurtarmak için yapıyor. Çocuğu ölüme bırakmak daha büyük bir suçtur, bu yüzden babanın suçu bağışlanabilir."

Her koşulda en uygun tutumu takınmak kolay değildir. Anne babasından öğrendiği sade kurallar gencin yen, karşılaştığı durumlarda yetersiz kalabilir. "Anam babam her şeyin doğrusunu bilir" inancı çocuklukta kalmıştır artık. Genç kararlarını kendisi vermek ister ama çoğu zaman çıkış yolu bulamaz. O zaman doğru da olsa anne babasının öğüdüne karşı çıkar. Çünkü anne babasının öğüdüne karşı gelmek ona bağımsızca verilmiş bir karar gibi görünür. Arkadaşlara uymak da onu kendi baına karar vermenin zorluğundan bir süre için kurtarır.

Gencin ahlaki değerlerinin gelecekte seçeceği meslekle sıkı bir ilişkisi vardır. Seçeceği meslek onun için sadece bir geçim kaynağı değil, aynı zamanda nasıl bir insan ve kişi olmak isteğiyle, yani idealleriyle ilgilidir(Yörükoğlu, 2007). İnsanlara yardımı amaç edinen hekimlik öğretmenlik gibi özveri gerektiren bir meslek mi, yoksa zengin olma isteklerini kısa yoldan gerçekleştirecek bir meslek mi seçmelidir? Bu aslında zor bir seçimdir. Çünlü seçtiği meslek dalı, yetenekleriyle uygunluk göstermeli, ayrıca genç, amacına uygun ortam ve olanaklar bulabilmelidir.

KAYNAKÇA

KOHL BERG, I. and GILLICAN, C. the Adolescent as a philosopher: The Disecvery of the self in a postconventional word Dadalus, Fall 1971

Yörükoğlu, Gençlik Çağı, İstanbul özgür yayınları, 2007


Psikolojik Danışmanlık Öğrencisi
Fırat YALÇIN
Dokuz Eylül Üniversitesi - İzmir

2 Yorum:

  1. İşte en büyük sorunda en son paragrafta bahsedildiği gibi uygun mesleği bulmak .Maalesef bu konuda büyük sıkıntı var.

    YanıtlaSil